Bir şehir hayal edin.. Yüzyıllar boyunca bir sürü medeniyete, dine, dile, ırka ev sahipliği yapmış olsun. Savaş görmüş, tarihi yağmalanmış fakat yok edilememiş olsun.. Yolda yürürken kendinizi adeta açık hava müzesinde hissettirsin size. Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinin Rus işgali altında nasıl yağmalandığına tanık olun. Tarihi buram buram yaşayacağınız, her sokak arasında tarihten bir kalıntı bulabileceğiniz Kars turumda sizler için hazırladığım Kars gezilecek yerler rehberini inceleyelim..
İçerik Listesi
Kars Kalesi
Tarihi bir şehrin olmazsa olmazı kalesidir. Kars gezilecek yerler içinde bu fazlasıyla geçerli. Şehrin tepe noktasında konuşlanan Kars Kalesi şehir merkezinin hemen her noktasından rahatlıkla görünüyor. 1153 yılında Selçuklular tarafından inşa edilen kale, 1386 yılında Timur tarafından yerle bir edilmiş. Daha sonrasında Osmanlı Devleti padişahı 3. Murat’ın emri ile sadrazam Lala Mustafa Paşa tarafından yenilenmiştir. 1877-1878 yılları arasında patlak veren Osmanlı-Rus harbi sırasında şehir Ruslar tarafından işgal edilmiş ve 40 yıl süren Rus hakimiyetinde kalenin orjinal görüntüsü tahrip edilmiştir.
Kalenin girişinde, 1239 yılında Kars Kale’sini kuşatan ve Gürcü desteğini arkasına alan Moğollar ile savaşan ve şehit düşen Celal Baba Türbesi bulunuyor.
Kaleye doğru yürürken ana kapısı üzerinde yazılı, “Piknik yapmak yasaktır” yazısı ve kapının üzerine yazılı onlarca kalp işaretli sevgi sözcükleri, tarihimize ne kadar değer verdiğimizi görmemizi sağlıyor.
Evliya Camii
Osmanlı mimarisinin önemli eserlerinden olan Evliya Camii 1579 yılında dönemin sadrazamı Lala Mustafa Paşa tarafından şehri imar çalışmaları sırasında padişah 3. Murat’ın emriyle Harakani külliyesi genişletilerek yanına inşa edilmiştir.
Harakani külliyesi, Miladi 1033 tarihinde Anadolu’ya ayak basan ilk Alperen’lerden Ebu’l Hasan Harakani’nin bir savaş sırasında şehit düşmesi üzerine, Selçuklu padişahı Alparslan tarafından inşa edilmiştir.
12 Havariler Kilisesi (Kümbet Camii)
Bugünkü Gürcistan’ın 6. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında Kafkasya üzerinde hakim olduğu topraklar Bagratlılar adıyla bilinir. 12 Havariler Kilisesi MS 932-937 yılları arasında Bagratlılar Kralı Abbas tarafından inşa edilmiş. Düzgün kesme bazalt taşı üzerine sivri kubbe yerleştirilerek şuanki görüntüsünü almış. Bazalt taşlarının çevresinde 12 havariyi simgeleyen görseller yer alıyor.
Ulu Camii
17. yüzyılda dönemin Osmanlı Devleti padişahı Sultan İbrahim tarafından yaptırılan Ulu Cami, şehrin en büyük camisi özelliğini taşıyor. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının ardından Kars’ın Rus işgali altında kaldığı zamanlarda cami yakılarak tahrip edilmiş ve kullanılamaz hale getirilmiş. Restorasyon işlemlerini 2009 senesinde tamamlayan Vakıflar Genel Müdürlüğü, camiyi ibadete açmıştır.
Fethiye Camii
Kars gezilecek yerler listesinde en önemli tarihi mekanlardan birisi diyebilirim. Diğer önemli camiler Kümbet Cami, Evliya Cami ve Ulu Cami Kars’ın kuzey bölümünde yer alırken, Fethiye Cami Kars’ın güney bölümünde konuşlanmış durumda. Bu yüzden Fethiye Cami’ye ulaşmak için ortalama 2-3 km. yürümeniz gerekmekte.
18. yüzyılda Osmanlı-Rus savaşı sonrasında Rus işgali altında kalan Kars topraklarında kilise olarak kullanılan tarihi mekan büyük ölçüde tahrip edilmiş. Daha sonra onarımı yapılan fakat orjinalliğini kaybetmiş olan bu yapı, camiye dönüştürülerek ibadete açılmış. Yani 2 tane minaresi olan kilise görünümlü bir camiden söz etmek mümkün.
Taş Köprü
3. Murat tarafından 1579 tarihinde inşa ettirilen tarihi taş köprü, bir sel baskını sırasında ayakta kalamamış ve yıkılmış. 1719 tarihinde ise bölgenin değerli kişilerinden Karahanoğlu Hacı Ebubekir Bey tarafından yeniden inşa edilmiş. 53,50 metre uzunluğu ve 8,40 metre genişliği olan köprü en son Karayolları 18. Bölge Müdürlüğü’nce 2012-2013 yıllarında restore edilmiş. İki yaka üzerine oturtulan 3 gözlü köprü hala araç ve yaya ulaşımını sağlıyor.
Taş Köprü üzerinde güzel bir fotoğraf çektirmek için köprünün bir ayağına park etmiş Doğan’ın gitmesini beklemek durumunda kaldım.
İsmet Paşa İlköğretim Okulu
Şimdi geldin bize ilkokul mu tanıtacaksın diyeceksiniz? 19. yüzyıl zamanını düşünün. Ruslar’la askeri mücadeleye girişen Osmanlı İmparatorluğu’nda burası eskiden askeri kışla amaçlı kullanılmış. Binanın girişinde sütun ve süslemeleri görmek mümkün. 2 katlı ve U şeklinde inşası tasarlanmış. Cumhuriyet döneminde itibaren ise ilköğretim binası olarak hizmet vermeye devam ediyor.
Muradiye Hamamı
Tarihi Taş Köprü’nün ilk ayağının hemen yanı başına kurulmuş olan, Osmanlı mimarisine göre dikdörtgen şeklinde inşa edilen Muradiye Hamamı’nda biri büyük biri küçük olmak üzere toplam 2 kubbe bulunuyor. Batı cephesinde bulunan büyük ahşap balkonu yüzünden halk arasında Balkonlu Hamam olarakta bilinir. Ahşap balkonun üzerine çıkıp Taş Köprü’nün altından akan çayı izleyerek burayı da not aldım.
Kars Gezilecek Yerler – Diğerleri
Kars’ta gördüğüm en fazla ziyaretçi çeken tarih yapıtlar bunlardı. Fakat şunu özellikle belirtmek isterim. Girdiğiniz her sokak arasında büyük ihtimalle tarihi bir bina veya kalıntı görürsünüz. İsmet Paşa İlköğretim Okulu’nun hemen yanında bulunan, 1890 yılında inşa edilmiş ve Cumhuriyet döneminde Ticaret Borsa binası olarak kullanılmış Tuncer Güvensoy Evi , Taş Köprü’nü karşı ayağında bulunan yani Muradiye Hamamı’nın karşısında bulunan ve Osmanlı mimarisinin en belirgin özelliklerini taşıyan Mazlumağa Hamamı , 17. yüzyıl sonlarında Osmanlı mimarisi tarzında Kars’ta inşa edilen ilk büyük hamam olma özelliğini taşıyan Cuma Hamamı , 19. yüzyıl başlarında Osmanlı mimarisi ile yapılmış ve dönemin Kars Valiliğini yapan Ahmet Tevfik Paşa’nın da oturduğu Osmanlı Evleri (Ahmet Tevfik Paşa Konağı) Kars’ta gezilecek yerler listenizde bulunmalıdır.
Yazımı noktalamadan önce Kars gezi notlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Yukarıda saymış olduğum Kars gezilecek yerler listesinde Fethiye Cami dışındaki her nokta bir birine çok yakın. Evliya Cami, Kümbet Cami ve Ulu Cami arasında 50 metre ya var ya yok. Gezim sırasında öğlen vakitlerinde okunan ezan şu yaşıma kadar beni en çok etkileyen ezan oldu. Camiler birbirine o kadar yakın ki, minarelerden birkaç saniye aralıklarla çıkan sesler adeta havada birbiri ile çarpışıyor. Saymış olduğum tarihi camilerin dışında ortalama 5-6 farklı minareden gelen sesin buluşması gerçekten yaşanması gereken bir tecrübeydi.
Kars çayında karşıya geçişi sağlayan Taş Köprü üzerinde resim çektirmek için tarihi köprü ortasında park etmiş ve araba üzerinde çekirdek çitleyen tipleri bir süre beklemem, Taş Köprü’den bir sonraki köprü ayağına iple asılmış olan iç çamaşırları ve köprü üzerine yazılmış olan, “Tuğba sen aşksın (Mavilim) Beni affet. Başka kıza gerek yok. İ.A” yazısı Kars gezimi ilginç kılan birkaç anı olarak hafızamdaki yerini aldı.
Son olarak Kars’a gelmişken kaz eti yemeden dönmek olmazdı. Hayatımda ilk kez kaz etinin tadına da bu şehirde bakmış oldum. Fiyatı ortalama 60 lira civarında. Pahalı olmasının sebebi, kazların büyümesinin daha geç olması ve tabii ki turistler tarafından talep görmesi. Görüntüsü tavuk etini andırsa da tadı çok farklı. Tavuk etini kahverengi, daha sert ve daha yağlı olarak düşünün. Tat olarak tavuk eti, kırmızı et veya balık etinden hiç birini andırmıyor. Daha önce kaz eti yemeyenler için tavsiye ederim.
Bir yanıt bırakın